İTÜ Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği mezunu iki genç olan Balca Yılmaz ve Çağlar Erat, kurdukları Werover firmasıyla yenilenebilir enerjide devrim yaratıyor. Önce hidroelektrik santrallerin tünellerinde ses analiziyle 3 boyutlu modelleme yapan bir robot geliştiren Werover, bu teknolojiyi rüzgar enerjisine adapte ederek, türbinlerin erken hasar tespiti, sağlık takibi, risk planlaması ve dijitalleştirme yolculuğunu bir üst seviyeye taşıyor. Ses analiziyle kanatları 7/24 izlenebilir hale getiren ve yapay zeka ile arıza tespiti yaparak, bakım ve onarım maliyetlerini %50 oranında azaltan bu sistem, piyasaya sürüldüğü 2024 Ocak ayından bu yana 400’den fazla türbine kuruluyor. Türkiye’nin yanı sıra, dev enerji firmalarıyla pilot çalışmalar yapmaya başladığı İngiltere ve Almanya’da da şirketleşen Werover, offshore türbin testlerine de bu ay itibarıyla İskoçya’da başlıyor.
Werover’ın Kurucu Ortağı ve CEO’su Balca Yılmaz, kuruluş hikayelerini ve hedeflerini dergimizle paylaşıyor.
Öncelikle sizleri ve Werover’ı tanıyabilir miyiz? Werover’ın kuruluş hikayesinden bahsederek, rüzgar enerjisi sektörüne sunduğunuz çözümler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ben Balca Yılmaz. İTÜ Kontrol ve Otomasyon Mühendisliği mezunuyum. İzmir’de doğdum, ilkokul ve lise çağlarımı İzmir’de geçirdim. 7-18 yaşlarımda BİLSEM’de (MEB üstün zekalı/yetenekli öğrencilerin okuduğu Bilim ve Sanat Merkezi) eğitim aldım. Birçok bilim projesi yaparak, bunları Bilim Fuarı’nda sergiledim. Daha sonra üniversite için taşındığım İstanbul’da, ortağım Çağlar ile tanıştım. Aynı bölümden mezun olduk ve okulda da birçok projeyi beraber gerçekleştirdik. İnsansız araçları üzerine çalışmaya başladık. İkimiz de dalış yaptığımız için su altına meraklıydık ve etrafımızda sanayi dalgıçlığı yapan yakınlarımız vardı. Su altı robotu ihtiyacı olduğunu gördük ve araştırarak endüstriyel görevler için su altı robotu yapmaya karar verdik. Mezun olur olmaz da TÜBİTAK’a başvurduk ve destek aldık. Ocak 2018’de şirketimizi kurarak, 1,5 yıl içinde AR-Ge’mizi tamamladık ve çok hızlı ticarileşerek kendi atölyemizi kurduk. İlk 3 yıl sadece iki kişi olarak ilerlediğimiz bu süreçte, iki ortak olarak hafta sonu ya da gece gündüz demeden çok çalıştık, çok emek harcadık. Daha sonra Enerjisa Üretim ile yollarımız kesişti ve hidroelektrik santrallerin enerji tünellerinde denetim ihtiyacını gördük.
Bu alanda robotumuzu geliştirdik ve hidroelektrik santrallerin tünellerinde ses analizi ile 3 boyutlu modelleme hizmeti veren bir girişime dönüştük. Güzel bir gelir elde ederek; geliştik, ekibimizi büyüttük. Elimizdeki patentli teknolojinin aslında yenilenebilir enerjinin birçok alanında fark yaratacağını gördük. 2,5 yıl önce rüzgar türbini kanatlarındaki sağlık izleme ihtiyacını görüp, teknolojimizi bu alana adapte etmeye karar verdik. Yatırım aldık, ses analizi ile kanatlarda 7/24 analiz yapan bir izleme sistemi geliştirdik. 2024 Ocak ayında ürünü piyasaya çıkardık ve 400’den fazla kurulum yaptık.
Almanya ve İngiltere’de şirketleşerek, Avrupa pazarındaki ilerlememize hızla devam ediyoruz. 14 kişilik genç ve dinamik, her gün imkansızı imkanlı hale getiren bir ekiple sektörde fark yaratıyoruz. Hasarları erken aşamada tespit ederek, türbin sahiplerinin maliyetlerini %50 oranında düşürmeyi hedefliyoruz. Bu süreçte şimdiden birçok müşterilerimize değer kattık.
AI ve IoT tabanlı çözümleriniz rüzgar enerjisindeki kullanıcılarına ne gibi avantajlar sağlıyor?
IoT cihazımız aslında, ürünün veri toplamak için kullandığımız kısmı. Asıl değeri yazılım tarafında yaratıyoruz. Her türbin üzerine yerleştirdiğimiz IoT cihaz ile kanatlar dönerken sürekli olarak sesini dinliyoruz; bu veriyi bulut ortamına alıp geliştirdiğimiz makine öğrenmesi algoritması ile işleyerek kanadın imza sesini çıkarıyoruz. Bir hasar oluştuğunda sesteki anomaliden anlık tespit edip hem uygulama üzerinden bilgi veriyoruz hem de haftalık rapor iletiyoruz. Bu, tüm oyunu değiştiren bir teknoloji! Yıllardan beri süregelen manuel denetim süreçlerini değiştiriyor ve kanatları izlenebilir hale getiriyoruz. Yıldırım hasarı, erozyon, delaminasyon, çatlak gibi hasarları daha düşük seviyedeyken ya da oluştuğu anda yüksek kategorideyse de oluştu andaki seviyesindeyken tespit edip hem hasarın tipini hem de büyüklüğünü söyleyebiliyoruz. Şu anda da hasarın oluştuğu bölgeyi tespit etme ve hasarın geleceğini tahminlemeye odaklanıyoruz, yakın zamanda bu bilgiyi de sağlayacağız. Bu sayede kattığımız değer, hasarı erken aşamada yakalayıp büyük maliyetler oluşmadan onarılması üzerinde bir planlama sağlamak ya da büyük bir hasarda kanat kaybı yaşanmadan bilgisini vermek. Sadece bu kadar da değil, sigorta şirketleriyle yaptığımız partnerlikle prim indirimi sunmak da sağladığımız değerler arasında. Şu anda Anadolu sigorta ile resmi partneriz ve diğer sigorta şirketleri ile de görüşme halindeyiz.
Bu çözümler kolay bir kullanıma sahip mi? Eğitim gerektiriyor mu?
Donanımı ücretsiz şekilde firmaya kargoluyoruz ve teknik ekip türbinin gövdesine çok kolay bir şekilde, buzdolabına magnet yapıştırır gibi yerleştirebiliyor. Delme gibi bir uygulama yok; güçlü magnetler yardımıyla gövdeye tutunuyor ve sadece başlat tuşuna basılarak sistem çalışmaya başlıyor. Mobil uygulama da oldukça basit, ekipler uygulamaya kayıt gerçekleştirdikten sonra herhangi bir sahayı ve türbini uygulama üzerinden takip edebiliyor. Özetle, çok basit ve kullanımı kolay bir teknoloji. Ayrıca, tüm bu süreçte ekipçe elimizden gelen desteği firmalara sağlıyoruz.
Werover çözümlerinin yer aldığı referans bir projeden bahsedebilir misiniz? Bu sahada ne gibi sorunlar vardı, çözümle birlikte ne gibi avantajlar elde edildi?
Çalıştığımız sahalardan birinde, genelde de olduğu gibi Mayıs-Haziran dönemi yıllık kanat denetimi yapılacaktı. Biz, Ocak ayında ürünümüzü kurduk ve ciddi seviyede hasar yakaladık. Drone inspection ile kontrol edildi ve hasarlar doğrulandı. Türbin Şubat ayında onarıma girerek, ciddi kayıplar önlendi. Bir başka olayda ise, kanat tamirinin uygun şekilde tamamlanamadığını gördük, tamir süreci sonrası hasar uyarısı almaya devam ettik ve kontrollerde gerçekten kanatta problem olduğu görüldü. Hatta başka bir olayda sesteki anomaliden pitch motoru arızası olduğunu tespit ettik. Biz anomaliyi firmaya iletince, kontrollerde motorda arıza olduğunu gördüler.Bu gibi olaylar ürünün değerini ciddi anlamda ortaya koyuyor.
Werover olarak hangi pazarlarda hizmet sunuyorsunuz? Hedeflediğiniz yeni pazarlar var mı?
Türkiye, Birleşik Krallık ve Almanya’da şirketleştik. Başta bu pazarlar olmak üzere Avrupa pazarını hedefliyoruz ve ilk adımlarımızı bu şekilde atıyoruz. Avrupa’da dev enerji firmalarıyla pilot çalışmalar yapmaya başladık. Ayrıca off-shore türbin testlerimiz de bu ay itibarıyla İskoçya’da başladı.
Firma olarak, son çeyreğine girdiğimiz 2024 yılını nasıl geçiriyorsunuz? Bir önceki yıla oranla hedef ve rakamlar ne gösteriyor?
Rüzgar ürünümüzü piyasaya çıkardığımız bu yıl, neredeyse her ay 4 çarpan ile büyümeye devam ediyoruz. Çok hızlı talep görmeye başladık ve firmalarla hızlı şekilde anlaşmaları yapıp kurulumlarımıza devam ediyoruz. Bu doğrultuda önümüzdeki yıldan da beklentimiz büyük. Teknolojinin değeri pazarda da somut şekilde görülüyor.
Ülkemiz de dahil tüm dünya rüzgar enerjisindeki adımlarını hızlandırıyor. Hızla büyüyen bu sektöre yenilikçi çözümler sunan Werover’ın gelecek hedeflerinden bahsedebilir misiniz?
Biz rüzgar enerjisinde oyun değiştiren bir teknoloji geliştirdik. Kanatları dijitalleştirme yolculuğuna başladık ve maliyetleri düşürerek üretimi arttırabilecek inovatif bir çözümle, sürdürülebilirliği artıran bir noktaya geldik. Dünyada fark yaratan ve dünyanın daha temiz bir yer olması için çabalamaktan ekipçe motive oluyor, bu motivasyonla çalışıyoruz. Topladığımız verinin değerinin farkındayız. Bu veri ile bugün kanat hasarı üzerine yoğunlaşırken, önümüzdeki süreçte çok farklı değerler yaratan sonuçlara ulaşabileceğimizi görüyoruz. Hangi model kanadın hangi coğrafyada daha verimli olduğu bilgisi bile, önümüzdeki süreçte elde ettiğimiz sonuçlar arasında yer alacak. Denge problemleri ve yapısal problemler gibi birçok bilgi, elde ettiğimiz datanın çıktısı olarak sektörde ciddi kaynak sağlayacak. Teknolojiyle dünyayı daha güzel bir yer yapma mottosuyla Türkiye yenilenebilir enerjisinde doğan şirketimizi, global bir deve dönüştürmek için sabah akşam çalışmaya devam edeceğiz