2020 yılında rüzgar ve güneş yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi 9.4’lük artış göstererek, Türkiye’nin elektrik üretiminin % 12’sini oluşturdu.
Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında her geçen gün daha da ilerlediğini belirten Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, yenilenebilir enerji alanında yaşanan gelişmeler sevindirici olsa da, Türkiye’nin olağanüstü potansiyeli dikkate alındığında, Avrupa’da ilk 3’e, dünyada ilk 5’e oynayabileceğini vurguladı.
Ülkeler hızla temiz enerji kaynaklarına geçişe yönelirken, küresel enerji sektörü de köklü bir değişimden geçiyor. Kesintisiz ve güvenilir enerji tedariki ülkelerin temel politikalarından biri haline geliyor.
Fosil yakıtlardan sağlanan enerji güvenliğinin uluslararası alanda gelecek açısından yeni bir risk alanı olarak artık daha fazla tanımlanıyor olması, temiz ve yenilenebilir enerjiye geçişi ivmelendiren gerekçelerin başını oluşturuyor.
Yüzde 9,4’lük artış
2020 yılında rüzgar ve güneş enerjisi kaynaklarından elektrik üretimi, Türkiye’nin elektrik üretiminin % 12’sini oluşturdu. Rüzgar ve güneşten elektrik üretiminde yaşanan 9.4’lük artış, dünya ortalamasının üzerinde ve ABD’de gerçekleşen artış oranlarına kıyasla oldukça yüksek olarak gerçekleşti.
Dünya’nın rüzgar ve güneş enerjisi üretim payını son beş yılda ikiye katlandığını belirten Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği (YENADER) Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin: “Bu durum Türkiye ile kıyaslandığında, ülkemizde rüzgar ve güneş enerjisi üretim payının %4’ten %12’ye çıkarak üç kat olarak gerçekleştiği görülüyor” dedi.
“Fosil gaz üretimindeki artış kömür üretimini geride bıraktı”
Türkiye’nin kömür üretiminin birbirini takip eden iki yıl boyunca düştüğü görülüyor. İki yıl boyunca gerçekleşen durgun elektrik talebi ve her geçen gün artan rüzgar ve güneş enerjisi üretiminin kömürden sağlanan elektrik üretimini azalttığını söyleyen Prof. Dr. Kerem Alkin, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
“Kömürden elektrik üretiminde yaşanan 7 TWh’lik düşüş, son iki yılda elektrik talebindeki artışın geçici olarak durmasıyla gerçekleşirken, 2020’de talep sadece %0,6 arttı. Ayrıca 2020’de fosil gaz üretimindeki artış da kömür üretiminin geride kalmasına neden oldu. Türkiye’nin Karadeniz’deki gaz hamlesi de, yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlar da Türkiye’nin enerji alanında dışa bağımlılığını hızla azaltacak ve Türkiye’yi cari fazla veren ülke konumuna getirecek.”
Son on yılda rekor seviyeler
IRENA’nın yayınladığı Temiz Enerji Geçişlerinin Güvenliği Temmuz 2021 raporuna göre, 2030’a kadar olan dönemde temiz enerji geçişleri, büyük ölçüde elektrik üretimi için değişken yenilenebilir kaynaklara dayanacak. Son on yılda rüzgar ve güneş fotovoltaik (PV) enerji üretimindeki önemli maliyet düşüşleri, rekor düzeydeki genişleme seviyelerinin temelini oluşturuyor. 2020’de Solar PV kapasitesi 135 gigawatt (GW) ve rüzgar kapasitesi 114 GW ile, Covid-19 pandemisi kaynaklı küresel elektrik talebi azaltırken bile arttı. Net Sıfır Yol Haritası, yenilenebilir enerji dağıtımı ve enerji güvenliği için önemli yararlar sağlıyor.