Yenilenebilir enerji kaynakları arasındaki payı her geçen yıl artan Denizüstü (Offshore) Rüzgâr Enerji Santrallerinde, adeta baş döndüren bir teknolojik devrim yaşanıyor.
Elektrik enerjisinde 100 bin Megavat (MW) kurulu güce ulaşan Türkiye, bugün sıfır noktasında olduğu Deniztü RES’te en az 75 bin MW kurulu güç potansiyeline sahip. İzmir ise gerek yetişmiş insan gücü gerekse rüzgâr enerjisine yönelik sanayi altyapısı ile Denizüstü RES’lerin en hızlı gelişim göstereceği kentlerin başında geliyor.
Özel bir endüstri bölgesi talebi
Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (ENSİA), Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) ve İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından düzenlenen “Denizüstü Rüzgar Enerjisi ve İzmir için Fırsatlar Toplantısı”nda, İzmir’in bu alandaki mukayeseli üstünlükleri masaya yatırıldı.
22-25 Mayıs 2022 tarihleri arasında Fuar İzmir’de düzenlenecek Denizüstü Enerji Teknolojileri Fuarı (MARENTECH) organizsyonu ile Tepekule’de gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan İZKA Genel Sekreteri Mehmet Yavuz, Çandarlı Limanı ve arka sahasında rüzgar enerjisi sektörüne özel bir İhtisas Endüstri Bölgesi veya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulmasını önerdiklerini söyledi.
800 milyon dolar ihracat potansiyeli
Sektörün limanla entegre bir üretim sahasına sahip olması gerektiğine dikkat çeken Yavuz, rüzgâr enerjisinin toplam kurulu güçteki payının yüzde 10’u aştığını anımsattı. Yavuz, Çandarlı Limanı’nda yapılacak 115 milyon dolarlık yatırımla birlikte 500 milyon dolarlık fabrika yatırımı, 7 bin 500 kişilik nitelikli istihdam ve yıllık 800 milyon dolarlık ihracat potansiyeli yaratılabileceğine işaret etti.
“İzmir Denizüstü RES Sanayi Sektör Oluşumu” başlıklı panelde konuşan ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı da Türkiye’nin rüzgar enerjisinde 10 bin MW sınırına 24 yılda ulaştığını, 20 bin MW seviyesine ise 10 yıldan az sürede ulaşabileceğini vurguladı.
Sektör kendi yasalarını istiyor
Türkiye’nin sıfır noktasında olduğu Denizüstü RES alanında mutlaka birkaç adet pilot tesisi kurarak süratle devreye alması gerektiğinin altını çizen Kalaycı, yenilenebilir enerji sektörünün artık kendi yasaları ile büyümesi gerektiğini savundu. Yenilenebilir enerjinin diğer enerji türleri ile rahatlıkla fiyat rekabeti yapabilecek seviyeye ulaştığını kaydeden Alper Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:
İzmir birikimini kullanmalı
“Yenilenebilir enerji dallarında 21 bin MW seviyesinde bir kurulu güce ulaştık. Artık kendi ayakları üzerinde durabilen bir sektörden bahsetmemiz mümkün. Yenilenebilir Enerji türlerinin sorunları, çözümleri, beklentileri birbirinden ayrılıyor. Tek bir yasal mevzuata bağlı kalarak sürdürülebilir bir büyüme seviyesine ulaşmamız giderek zorlaşıyor. Rüzgar, Güneş, Jeotermal ve Biyokütle enerjisinin ayrı yasal mevzuatlarının olması ve yatırımcıların daha sadeleşmiş ve hızlı işleyen bir bürokratik mevzuat ile muhatap olması gerekiyor. Denizüstü RES, tüm dünyanın merakla izlediği ve önümüzdeki 10 yılda küresel ölçekte ve tahminlerin çok ötesinde büyüme yaşayacak bir sektör. Türkiye’nin ve özel olarak İzmir’in rüzgar enerjisinde elde ettiği birimi Denizüstü RES’te kullanması, ülkemiz için büyük bir katma değerli ihracat potansiyelinin kapısını aralayabilir…”