Polonya’nın Katowice kentinde 2-14 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Birleşmiş Milletler 24. İklim Konferansı (COP24) küresel iklim değişikliğiyle ilgili önemli kararlarla geride kaldı.
IPCC’nin küresel iklim değişikliğinde alarm etkisi yapan 1.5 Derece Özel Raporu’nun hemen sonrasında toplanan Birleşmiş Milletler 24. İklim Konferansı (COP24), umut vaat eden kararlarla geride kaldı. Konferans katılan 196 ülke tarafından Paris Anlaşması’nın Kural Kitabı kabul edildi; Kural Kitabı, 2020 yılından itibaren yürürlükte olacak. Bununla birlikte bu ülkeler, 2020 yılına kadar mevcut iklim hedeflerini içeren Ulusal Niyet Katkı Beyanı (INDC) belgelerini yenilemek konusunda da uzlaşmaya vardılar. Yenilenmiş hedefler, 2019 yılında BM Genel Sekreteri’nin tertip edeceği bir zirvede ilan edilecek. Kural Kitabı’nın kabulü ve iklim hedeflerinin yenilenmesi kararı küresel iklim değişikliğiyle mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılması adına olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. IPCC’nin 1.5 Derece Raporu, hedefin tutturulması için kısa süre kaldığını ortaya koymuştu. Katowice uzlaşmasının Paris’te belirlenen küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulması hedefinin teyidi anlamına geldiği belirtildi.
Türkiye için somut bir kazanım yok
Bilindiği gibi Türkiye, BM Çerçeve Sçzleşmesi’nde Ek-1 ülkeleri yani kalkınmış ülkeler arasında yer alıyor. Ancak Paris İklim Değişikliği Anlaşması kalkınmış ülkelere ekonomik sorumluluklar getiriyor. Bu sebeple Türkiye, Paris Anlaşması’nda “kalkınmakta olan ülkeler” kapsamında değerlendirilmek ve bu sayede ekonomik yardımlardan da yararlanmak istiyor.
Türk heyeti COP24’e, Paris İklim Değişikliği Anlaşması çerçevesinde Ek-1’den çıkma talebiyle geldi. Avrupa Birliği adına Türk heyetiyle konuyu görüşmek üzere Fransız Büyükelçi Brigitte Collet görevlendirilmişti. Collet bir açıklama yaptı ve şunları belirtti:
“Taraflar, çözüme ulaşma niyetlerinin altını net olarak çizdi. Bunun için teşekkür etmek istiyorum. Bu istişareler sırasında, Türkiye tarafından önerilen bir taslak karar dikkate alındı. Daha sonra bu taslağın gözden geçirilmiş bir versiyonu üzerinde duruldu. Türkiye delegasyonuyla birlikte bunun üzerinde çalıştık. Türkiye’nin, uzlaşma sağlanması için metni yeniden düzenleme konusunda gösterdiği açıklığa dikkat çekmek isterim. Konferans sırasındaki yoğun iş yükü ve meseleyi değerlendirmek için yeterli zaman olmaması dolayısıyla tam bir uzlaşmaya varılamadığını üzülerek belirtmek isterim.”
Türk heyetinin en büyük beklentisi böylece sonuçsuz kalmış oldu.
COP24’te bir konuşma yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “IPPC’nin 1.5 Derece Raporu, iklim değişikliği eyleminin aciliyetini ortaya koyuyor” açıklamasında bulundu.
“Kendimizle gurur duymalıyız”
Devlet ve hükümet başkanları ile 2 binin üzerinde katılımcıyı ağırlayan konferansın kapanış konuşmasını Polonya Çevre Bakan Yardımcısı Michal Kurtyka yaparken, şunları dile getirdi: “Bu mutabakat üzerinde yaklaşık 3 senedir çalışıyoruz. 200’e yakın paydaşın meseleye yaklaşımını göz önüne alarak, çok yönlü ve teknik bir anlaşmanın sağlanması pek de kolay bir şey değil. Bu koşullar altında geleceğe dönük olarak atılan her adım çok büyük öneme sahiptir. Bunun için herkese teşekkür ediyorum. Kendimizle gurur duymalıyız.”
Küresel iklim değişikliği meselesine ilişkin yalnız yazılı belgelere imza atmak veya ülkelerin ulusal çıkarlarını gözetmenin ötesinde bir tutuma ihtiyaç duyulduğunu belirten Kurtyka, insanlık ve gezegenimizin geleceğine ilişkin sorumlulukların bilincinde olarak hareket edilmesinin önemine işaret etti.
COP24 tartışmalarla başlamıştı
COP24 İklim Konferansı’nın temel hedefi, ülkelerin Paris İklim Anlaşması kapsamında verdikleri taahhütlerin somutlaştırılması olarak açıklanmıştı. Küresel iklim değişikliğine karşı küresel ve sosyoekonomik dayanıklılığın tahkim edilmesini hedefleyen Paris İklim Anlaşması, küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulması hedefini koyuyor. Bu hedefe ulaşmak için petrol ve kömür gibi fosil yakıtların kullanımının giderek azaltılması ve yenilenebilir enerji kullanımını teşvik eden anlaşma, gelişmekte olan ülkelere de finansman, teknoloji transferi ve kapasite artırımı imkânları sağlanmasını öngörüyor.
Ancak konferansa ev sahipliği yapan Polonya’nın elektrik ihtiyacının neredeyse tamamını kömürden karşılıyor olması büyük tartışma konusu olmuştu. Polonya, Avrupa Birliği’nin en büyük kömür üreticilerinden ve birliğin en büyük kömür madeni şirketi Kompania Weglowa’ya ev sahipliği yapıyor. Polonya Çevre Bakanı Henryk Kowalczyk, COP24’ün sponsorları arasında PGE ve Tauron isimli iki kömür şirketinin de bulunduğunu açıklamıştı. Konferanstan hemen önce Polonya hükümeti tarafından kömür yakıtlı santrallerden istifade edilmeye devam edileceği ve 2019 yılında yeni bir kömür madeni işletmesi kurulması için yatırım planının hazır olduğunun açıklanması ise tartışmaları alevlendirmişti.