Deniz üstü rüzgar enerjisini derinlemesine ele aldığı yeni bir raporu kamuoyuyla paylaşan Wood Mackenzie, deniz üstü rüzgar enerjisinde tedarik zinciri oluşturarak 2030 yılına kadar temel senaryo olan 30 GW’lık yıllık kurulumlara ulaşmak için 2026 yılına kadar 27 milyar dolar değerinde yatırım gerektiğini açıkladı.
Başta enerji ve yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere birçok sektör için araştırma ve danışmanlık hizmetleri sunan İskoçya merkezli Wood Mackenzie, Ağustos ayında paylaştığı, ‘Deniz üstü rüzgar için sürdürülebilir bir rota çizmek’ başlıklı yeni bir raporunda; hükümetlerin deniz üstü rüzgardaki 2030 hedeflerine ulaşması için yeni tedarik zinciri kapasitesine 100 milyar dolardan fazla yatırım yapması gerektiğini, 2030 yılına kadar temel senaryo olan 30 GW’lık yıllık kurulumlara ulaşmak için ise, 2026 yılına kadar yaklaşık 27 milyar dolar değerinde yatırım gerektiğini açıkladı.
2015 ve 2021 yılları arasında Çin dışındaki deniz üstü rüzgar enerjisinde yıllık kurulumların 3 GW ortalamasında olduğuna değinilen araştırmada, 2030 yılına kadar Çin dışındaki yıllık ilavelerin 10 kat artacağı tahmin edildi. Teknolojinin kanıtlanmış durumda olduğuna ve maliyet düşüşlerinin rekabet gücünü artırdığına vurgu yapılan raporda “Kısıtlı karasal pazarlarda veya daha az çekici güneş ve kara rüzgar kaynaklarına sahip bölgelerde karbonsuz üretim ihtiyacı, kamu politikasının güçlü desteği ile sonuçlanmıştır. Hükümetler 2021’den bu yana dünya çapında 135 deniz üstü rüzgâr hedefi açıklamıştır. Açık deniz rüzgârına yönelik bu hedeflerin tamamına ulaşılması durumunda, Çin hariç olmak üzere 2030’a kadar yıllık kurulum miktarının 77 GW’a ulaşması gerekecek ve bu da inşa edilmesini beklediğimiz miktarın çok üzerinde olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Kısa sürede yatırım gerçekleşmezse 30 GW’lık tahmin bile gerçekçi değil
Hükümetlerin açıkladığı hedeflere karşılık gelen yıllık 77 GW kurulumun gerçekçi olmadığına değinilen araştırmada, Wood Mackenzie‘nin deniz üstü rüzgar projeksiyonu ile hükümetlerin açıkladığı 2030 hedefleri arasındaki fark şu ifadelerle özetlendi: “Yakın zamanda deniz üstü rüzgar tedarik zincirine daha fazla acil yatırım gerçekleşmezse, 30GW’lık tahminimize ulaşmak bile gerçekçi olmayacaktır. Hükümet ve geliştiricilerin istekleri açık deniz rüzgarının başlamasını sağladı. Bu ilk çabalardan elde edilen ilk kanıtlar, tedarik zincirini endüstriyel ölçekte deniz üstü rüzgar projeleri sunacak şekilde dönüştürmek için ayarlamalar ve yeni politikalar gerekeceği yönündedir. Çok yakın zamana kadar Çin, büyük ölçüde kendi talebini karşılamak için kendi tedarik zincirini geliştirmişti. Bu nedenle, bu analizin amacı doğrultusunda, aksi belirtilmedikçe Çin’deki projeleri ve üretim tesislerini hariç tutuyoruz. Hükümetlerin 2030 hedeflerine ulaşmak için yeni tedarik zinciri kapasitesine 100 milyar ABD dolarından fazla yatırım yapılması gerekecektir. Bununla birlikte, 2030 yılına kadar yıllık 30 GW kurulum baz senaryomuza ulaşmak için bile, 2026 yılına kadar yaklaşık 27 milyar ABD doları yatırım yapılması gerekecek ve bunun büyük bir kısmı, tesis artışını hesaba katmak için önümüzdeki iki yıl içinde güvence altına alınacaktır. Bu 27 milyar ABD doları tam tedarik zinciri oluşumunu içermemektedir; kurulum, temeller, kuleler, kanatlar ve naseller için gereken miktardır.”
“Sektör ve politikacıların birlikte hareket etmesi gerekiyor”
Deniz üstü rüzgar enerjisinde tedarik zinciri oluşturmak için gereken 27 milyar dolarlık yatırımda neden zorlanıldığını ve deniz üstü rüzgar tedarik zincirinin nasıl büyütüleceğini detaylı bir şekilde ele alan raporda, “Sektör ve politikacıların birlikte hareket etmesi gerekiyor” dendi.
Araştırmanın sonuç bölümünde ise, şu öngörüler yer aldı: “Hükümetler, karbonsuzlaştırma ve enerji güvenliğinin önemli bir ayağı olarak offshore rüzgâra olan bağlılıklarını açıkça ortaya koymuşlardır. Bununla birlikte, deniz üstü rüzgâr endüstrisinin yüksek ancak nispeten rekabetçi fiyatlarla karbonsuz üretim sağlama kabiliyetini kanıtlamasına rağmen, endüstriyi destekleyen tedarik zinciri ölçek büyütmekte zorlanmaktadır ve değişim gerçekleşmezse karbonsuzlaştırma hedeflerine ulaşmada bir engel olacaktır. Tedarik zincirindeki kısıtlamalar, talep üzerindeki belirsizlikten ve karlılık eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Trilyonlarca dolarlık bir iklim kriziyle mücadele bağlamında, 2030 yılına kadar deniz üstü rüzgar tedarik zincirini oluşturmak için gereken 27 milyar ABD doları yatırım çok fazla para gibi görünmüyor; ancak geliştiricilerin ve tedarikçilerin marjları sıkıştıkça ve geliştiriciler offtake anlaşmalarını iptal edip projeleri erteledikçe, bu miktar ulaşılamaz görünmeye başlıyor.
Domino taşları düşmeye başlarken, sektör (özellikle de politikacılar) deniz üstü rüzgara daha sürdürülebilir bir yol çizmek için bu fırsatı değerlendirmelidir. Bu sadece bugün veya 2030’da kurulacak projeleri değil, aynı zamanda Wood Mackenzie’nin 2050 yılına kadar kurulmasını beklediği ve gezegenimize güç sağlama şeklimizi dönüştürmeye yardımcı olacak 1,4 TW deniz üstü rüzgar kapasitesini de etkileyecektir.”
Not: Horizons’ın bu sayısı, Ağustos sonunda Wood Mackenzie’nin Offshore Rüzgar Hizmeti müşterilerine yayınlanacak olan tedarik zinciri trendleri, fırsatlar ve ihtiyaç duyulan yatırımlara ilişkin kapsamlı bir analizin özetidir.