İskoçya merkezli Maritime Craft Services (MCS), Mürettebat Transfer Gemileri (CTV), Shoalbuster, Multicat ve römorklardan oluşan 20 gemilik filosuyla denizcilik alanında çözümler sunuyor. Ekip transferi hizmetiyle deniz üstü rüzgar enerjisinde Danimarka, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa ve İngiltere’de hayata geçen deniz üstü rüzgar projelerinin çoğuna dahil olan MCS’nin filosunda, deniz üstü rüzgar enerjisi endüstrisine özel 11 gemi bulunuyor. Firma, Türkiye’nin deniz üstü rüzgar projelerinde de çalışmayı hedefliyor.
Rüzgar enerjisi sektörü 15-17 Mart tarihleri arasında Japonya’nın en büyük rüzgar enerjisi etkinliği olan Wind Expo ile Tokyo’da buluştu. Rüzgar Enerjisi Dergisi olarak medya partneri olduğumuz Wind Expo Japonya’da röportaj gerçekleştirdiğimiz Maritime Craft Services yetkilisi Dirk Kujit, firmanın rüzgar enerjisindeki faaliyetleri ve çözümlerini dergimizle paylaştı.
Maritime Craft Services’i tanıtabilir misiniz?
İskoçya merkezli Maritime Craft Services (MCS) olarak, Mürettebat Transfer Gemile- ri’nin (CTV) yanı sıra Shoalbuster, Multicat ve römorklar gibi diğer gemi türlerinin sahibi ve işletmecisiyiz. Yıllar içinde Türkiye’de inşa edilmiş olan toplam 6 römork gemisine sahip olduk ve bunlardan 3’ü şimdi filomuzda bulunuyor. Şu anda tarama desteği, petrol ve gaz ile deniz üstü rüzgar enerjisinin de dahil olduğu çeşitli denizcilik sektörlerinde çalışıyoruz.
Deniz üstü rüzgar sektörüne ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Teknisyenleri kıyıdan veya ana gemiden deniz üstü rüzgar türbinlerine götüren CTV’lere sahibiz. Gemilerimiz türbin bot iskelelerine yanaşırlar, teknisyenler tamir ve bakım yapmak için türbinlere tırmanırlar. Oldukça basit bir konsept olsa da güvenlik standartları çok yüksektir.
Şimdiye kadar çalıştığınız büyük projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kuzey Batı Avrupa’da Danimarka, Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa ve İngiltere’yi de kapsayan deniz üstü rüzgar projelerinin ço- ğuna dahil olduk. Ayrıca, petrol ve gaz projeleri için inşa edilen birçok insan yapımı adanın yanı sıra, Dubai’deki Dünya ve Palmiye Adaları Projeleri’nin de dahil olduğu deniz üstü rüzgar projelerini barındıran birçok büyük projede yer aldık.
MCS’deki temel olarak odaklandığım nokta, gelecekte kullanılacak kusursuz bir CTV’yi geliştirmek. Bu, denizcilik sektöründe 55 yıldan beri edindiğim bilgi ve deneyimimin yanı sıra teknolojilerde artık mevcut olan ilerlemeyi de barındırıyor. Tüm amacım, teknisyenler için çalışabilecekleri güvenli ve rahat bir gemiyi inşa etmek.
Filonuz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Toplamda 20 gemimiz var ve her zaman için filomuzu genişletme ve yenileme amacı taşıyoruz. Gemilerimizden 11’i özellikle deniz üstü rüzgar endüstrisi için inşa edildi ve bu sektör de gelişen bir sektör olduğu için örneğin, yeni deniz üstü santralleri denizde karadan gitgide artan mesafelerde inşa edildiği için biz de gemilerimizin denize dayanıklılığını sürekli geliştirmek durumundayız. Genellikle de rüzgar santrallerine taşıdığımız teknisyenler denizci değildir. Bu gerçeği de gemilerin tasarımında ayrıca göz önünde bulundurmamız gerekiyor.
Türk rüzgar ve denizcilik sektörüne bir mesajınız var mı?
Evet. Türkiye zaten büyük bir gemi inşa geleneğine ve uzmanlığına sahip. Filomuzdaki 6 Türk yapımı gemiyle beraber, Türkiye’de daha fazla gemi inşa ettirmeyi kesinlikle isteriz. Deniz üstü rüzgar sektörü Türkiye’de ilerlerken, bunun bir parçası olabileceğimizi ve bu sektörde 20 yıllık çalışmamızdan edindiğimiz bilgi birikimimizi kullanabileceğimizi umuyoruz.