Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, EBRD Başkanı Odile Renaud-Basso ve heyetiyle video konferans yöntemiyle bir araya gelerek, Türkiye’nin, EBRD’nin en geniş faaliyet gösterdiği ülkelerden biri olduğunu ifade etti.
Bakan Dönmez, EBRD’nin yeşil enerji, yeşil dönüşüm ve dijitalleşme temalarına Türkiye’nin büyük önem verdiğini vurgulayarak, “2017’de kamuoyuna duyurduğumuz Milli Enerji ve Maden Politikamızın üç sac ayağını oluşturan yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının payının artırılması, enerji arz güvenliğinin güçlendirilmesi ve öngörülebilir piyasa koşullarının temini hedeflerimizle EBRD’nin operasyonları büyük oranda örtüşmektedir” değerlendirmesinde bulundu.
EBRD’nin Türkiye’de 2009’dan bu yana özel sektör ağırlıklı olmak üzere 13 milyar avrodan fazla yatırıma destek verdiğine dikkati çeken Dönmez, “Bu tutarın 6 milyar avrodan fazla kısmı sürdürülebilir enerji, enerji ve kaynak verimliliği ile çevre alanlarına ayrıldı” diye konuştu.
Bakan Dönmez, EBRD’nin toplam 4 bin 300 megavatlık yenilenebilir enerji kapasitesinin hayata geçmesine katkı sağladığına işaret ederek, hidrojen, karbon yakalama ve temiz yanma, enerji depolama ve dijital altyapıların geliştirilmesinde de EBRD’nin finansman desteğinin rolünü önemli gördüklerini söyledi.
Bakan Dönmez, EBRD ile iş birliği içinde hazırlanan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ile 55 eylemin planlandığını ve yürütüldüğünü belirterek, “Gerek bu alanlarda gerekse AB Yeşil Mutabakatı ile uyum içerisinde geliştireceğimiz yeni AB katkılı mali iş birliği programlarıyla ülkemiz enerji sektöründeki EBRD finansmanının artarak devam etmesini arzu ediyoruz. Bunun için AB Mali Yardımları IPA’nın 2021-2027 yıllarını kapsayan III. Döneminde, Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Fonu çerçevesinde, Bakanlığımız tarafından EBRD ile iş birliği içinde AB hibesi katkılı kredi programları geliştirilmesini planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin son 10 yılda yıllık ortalama yenilenebilir enerji kurulu güç kapasitesinde yüzde 11 artış görüldüğünü aktaran Dönmez, 2021’in ilk üç ayında devreye giren kapasitenin yaklaşık yüzde 98’inin yenilenebilir kaynaklı olduğunu söyledi.
“Salgında arz sıkıntısı yaşanmadı”
Dönmez, AB Yeşil Mutabakatı çerçevesinde önemli çalışmalar yürüttüklerini belirterek, şunları kaydetti:
“Yeni kurduğumuz Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) ile gerek hidrojen gerekse bor kaynaklarının bir enerji kaynağı taşıyıcısı ve enerji verimliliği aracı olarak değerlendirilmesine ilişkin Ar-Ge çalışmaları yürütüyoruz. Bilhassa, batarya depolamasında kullanmak üzere kullanılan lityumun bordan üretilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarımızı tamamladık, üretim aşamasına geçiyoruz. Bu minvalde, EBRD ile TENMAK arasında hidrojen kullanımına yönelik bir tekno-ekonomik ve düzenleyici yapılabilirlik çalışması gerçekleştirilecektir. Burada yapılacak çalışma, gerek kurumlarımız gerekse özel sektörün katılımıyla bir hidrojen yol haritası oluşturulması yönündeki çalışmalarımıza katkı sağlayacaktır.”
Türkiye’nin geçen yıl Karadeniz’de 405 milyar metreküplük doğal gaz keşfettiğini hatırlatan Dönmez, bölgedeki çalışmaların hızla devam ettiğini ve 2023’te bu gazı şebekeye bağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Dönmez, doğal gaz depolamada da kapasitenin 2023’te 11 milyar metreküpe çıkmasını planladıklarını belirterek, üçüncü yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi (FSRU) için Saros bölgesinde çalışmaların sürdüğünü dile getirdi.
Daha rekabetçi doğal gaz piyasası için bu yıl yasal düzenlemelerin planladığını ifade eden Dönmez, “Özel sektörün payının daha da artacağı bir yapı öngörülmekte olup, tüketicilerimize daha rekabetçi şartlarda doğal gaz sağlanması başlıca hedefimizdir.” diye konuştu.
Dönmez, yeşil dönüşüm çerçevesinde AB Yeşil Mutabakatında da daha düşük karbon içeriği ile doğal gazın Avrupa’da da bir geçiş kaynağı olarak muhafaza edilmesinin planladığına değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle hidrojen harmanlama gibi teknolojilerle doğal gazın daha verimli ve çevreci kullanımı da gündemde. Dolayısıyla, ülkemiz yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinde rekabetçi ortamın sürdürülmesi ve enerji arzında istikrarın sağlanması ile hane halkı ve işletmelerin uygun fiyatlarla enerjiye ulaşmasını teminen doğal gaz altyapısına ilişkin AB desteğinin ve finansal yardımların sürdürülmesi gerektiğine inanmaktadır. Ülkemizin enerji ticaret merkezi olma hedefi yolunda enerji arz güvenliğinin temini, nihai tüketicilerin uygun fiyatlı enerjiye ulaşmasının sağlanması ve iklim değişikliği ile mücadelenin sürdürülmesi adına doğal gaz sektörüne ilişkin yatırımlara EBRD ve AB’nin destek ve finansal yardımlarını sürdürmesi gerektiğini değerlendiriyoruz.”