Rüzgarcıların gözü ne bayram gördü ne pandemi. En büyük bayram YEKDEM’e yetişmek.
Bir rüzgar santrali yapmak istiyorsanız gözünüzü izinlerle açar izinlerle kapatırsınız. Her şeyden önce önlisans almanız için gereken izinler, önlisans aldıktan sonraki izinler, lisans ve işletmeye alma dönemindeki izinler derken yatırımı hayata geçirene kadar kamu kurum ve kuruluşlarıyla kardeş yakınlığında olmanız gerekecektir.
Ön lisans aşamasında, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu ve gerekirse ekosistem raporu ile öncelikle yatırımlarınızın çevreci olduğunu kanıtlamanız şart. Bunu uçuş yükseklikleri ve maina alanlarını da içine alan Teknik Etkileşim Analiz (TEA) raporları takip edecektir.
Arazinin mülkiyetini elde etmeden adım atmanın imkânsız olduğu bir gerçektir. O zaman öncelikle sahanın bir haritasının çıkartılarak, türbin yerleri belirlenecek ve buna bağlı mülkiyet durumu (orman, şahıs, mera vb.) tespit edilecek ve bunu takip eden mülkiyet durumuna göre izinler alınacaktır. Şahıs ise kamulaştırma, orman ise iki aşamalı, önce orman ön izninin alınması gereklidir. Bu izinleri takip eden süreçte zemin ve sondaj etütleri de yapılmış olarak imar planları oluşturulup, özel idare/belediye veya bakanlık üzerinden imar izinlerinin alınması ve imar iznini takip eden süreçte orman kesin izinlerinin alınması oldukça önemlidir.
Bu sürece paralel olarak santralin bağlanacağı bağlantı noktası olan trafo veya dağıtım merkezi ile yapılacak bağlantı anlaşması sonrası enerji nakil hattının projelendirilmesi, gerekirse hat için ÇED ve imar alınması yanı sıra mülkiyetinin de edinilmesi gerekmektedir.
Aynı paralellikte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na ön proje onayı sunularak başlangıç elektrik projesi yapılmış olacaktır.
Ve ruhsat alınma işlemi de ön lisans aşamasında yapılacak olup, dolayısıyla ruhsatın alınabilmesi için türbin, müteahhit ve yapı denetim firmalarının da belli olması önem kazanmaktadır.
Bu arada güvenlik izinlerinin de alınmış olması önemlidir.
Ana kalemler böyle görünmekle beraber izinlerde karşılaştığınız her sorun sizi sahada değişiklik yapmaya götürmektedir. Örneğin sadece bir izinde gelen bir şart, türbin yerinde, gücünde veya modelinde de değişiklik yapma zorunluluğu doğurabilmektedir. Bu şartı uygulamak için işlemler başa dönmekte, aldığınız izinler yenilenmekte ve her seferinde ön lisansta tadilat yapma zorunluluğu gerekebilmektedir. Bunun her izin aldığınız kurumdan gelen şartlarla yeniden yapıldığını düşünürsek, izinlerin ve ön lisansın tekrar tekrar yapılan revizeleri ile yıllar akıp gitmektedir.
Ön lisans aşamasını bu engelleri aşarak geçen yatırımcı yıllar sonra lisans aşamasına gelmekte ve lisans aşamasında gittikçe zorlaşan finansını temin etmeye ve türbin tedarikine çalışmaktadır. Bu uzun süreçte her gün değişen türbin teknolojileri ve güçleri ile teslimatta yaşanan sorunların da yanı sıra ortaya çıkan sürpriz krizler de eklenince çoğu zaman lisans aşamasında türbin değişikliğine gitme olasılığı doğmaktadır.
Türbinde olabilecek en küçük bir değişiklik doğal olarak yıllardır emeğini verdiği izinleri sil baştan almak durumunda bırakacaktır. Tam sona yaklaştım derken kendini tekrar bir izin girdabının içinde bulabilmektedir.
İnşaat sürecine de bakacak olursak; saydığımız sıkıntılardan ayrıca hava koşulları, yolların yapımındaki sıkıntılar ve nakliye sırasındaki zorunlu izinler ve bunlara son yıllardaki pandemi koşularını da ekleyince yatırımcı tam bir girdap içine düşmektedir.
Bütün bu süreçleri aşan yatırımcının karşısında şu anda Haziran 2021 YEKDEM’e yetişme telaşı dururken, buna zamanla yarışma telaşı da eklenmiş durumdadır.
Bir yatırımın olmazsa olmazı izinlerin alınmasını kesinlikle desteklemekle beraber acaba diyorum, özellikle orman ve TEA izinlerinin süreç olarak hızlandırılması, lisans tadillerinin en sonda toptan yapılması olası değil midir? YEKDEM’in birkaç ay daha uzatılması düşünülemez mi?
Yıllardır içerisinde bizzat şahit olduğumuz rüzgar yatırımcılarının bu cefakâr mücadelesinde yanlarında olmak ve desteklemek bu ülkenin geleceğine ışık tutmaktır. Bu yatırımlara kişisel kazanç gözü ile değil ülke menfaati olarak bakmak hepimizin borcudur.
Bunca emek, bunca bedel verip uykusuz geceler, stresli günler içerisinde ülkesine bir yatırım gerçekleştirmenin heyecan ve gurunu yaşamak da her rüzgar santrali yatırımcısının hakkıdır.