Dünyanın önde gelen türbin imalatçılarından Nordex’in Türkiye ofisine konuk olduk ve Nordex Türkiye ve Ortadoğu Servis Direktörü Ergun Gültekin’le bir röportaj gerçekleştirdik. Rüzgar Enerjisi Dergisi ekibini büyük bir konukseverlikle ağırlayan Ergun Bey’e ve Nordex Türkiye ailesine teşekkür ediyor ve sizleri bu keyifli söyleşiyle baş başa bırakıyoruz.
Kendinizden ve Nordex Türkiye’deki görevinizden bahseder misiniz?
Nordex’te 5 buçuk yıl önce Servis Direktörü olarak çalışmaya başladım. Göreve başladığım ilk yıllarda sadece Türkiye’den sorumluydum. Kısa bir süre sonra Pakistan marketine destek görevi üstlendim. Pakistan’daki görevimiz ilk başta Çin’e bağlı olan bir projeye destek vermekti. Zamanla Nordex Türkiye organizasyonunu, başarılı performansından dolayı, Ortadoğu sorumluluğuna getirdiler. “Türkiye ve Ortadoğu Servis Direktörü” olarak bölge ülkelerdeki Servis organizasyonunu yönettim. Yeni marketlerdeki projelerin araştırılması ve geliştirilmesine odaklandık. Geçen sene ortasında Çin ve Japonya bölgesi de, Türkiye organizasyonunun sorumluluk alanına dahil edildi.
Nordex Türkiye Servis organizasyonu, bugün, hem Ortadoğu ve Orta Asya hem de Çin ve Japonya pazarlarında Servis ve Teknik Destek hizmeti vermektedir.
Türkiye’de rüzgâr enerjisi sektörünün gelişimini ve geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rüzgâr enerjisi özellikle 2011 yılından sonra çok hızlı bir gelişim gösterdi Türkiye’de. 2014 yılının başında, Nordex olarak sadece 239 türbinimiz vardı. Bugün 730’lara varmış durumdayız. Hemen hemen her yıl 80-90 yeni türbinin, servis departmanına dahil olması ile büyük bir filoya sahip olduk. Bu yıl kuracağımız türbin sayısı, 70-80 civarında olacak. Ancak yine de daralan piyasa şartları göz önüne alındığında, hızımızı koruduğumuzu söyleyebilirim. Türkiye dışındaki bölge ülkelerine de, Servis ve teknik destek vermeye devam ediyoruz.
Bu dönemi, sektörün biraz daraldığı, hızının biraz kesildiği bir dönem olarak görmekle birlikte, bizim işimizin azalmadığını söyleyebilirim.
Şu an 200 kişilik bir Servis ekibini yönetmekteyim. Ekibim ağırlıklı olarak Türklerden oluşmakla birlikte Çinli, Alman, Pakistanlı ve Hintli gibi çeşitli uluslardan çalışma arkadaşlarımız ile birlikte zengin bir ekip kültürünü barındırmaktadır.
Bizim sorumluluğumuz altındaki tüm coğrafyada kurulu türbin sayısı ise 1500’ü aşmış durumdadır. Türkiye ve Pakistan da market lideriyiz bununla beraber sorumlu olduğumuz Uzak Doğu Asya pazarında, konsept “Self-Maintenance” dönmüş durumda. Müşterilerin kendi türbinlerine bakım yaptığı bir konsept bu. Türkiye olarak Çin ve Japonya’daki müşterilerimize bu bağlamda Satış sonrası teknik destek veriyoruz. Her ne kadar iç pazar, çeşitli dinamiklerden dolayı bir parça yavaşlamış olsa da, biz bunu henüz hissetmiş değiliz. Hem daralan iç piyasada hâlâ ciddi satış yapmaya devam ediyoruz hem de geniş bir coğrafya da aktif olarak görev alıyoruz. Aynı zamanda Avrupa’daki projelere destek veriyoruz. Türkiye’nin sahip olduğu tecrübe ve insan kaynağı bu bağlamda bize ciddi avantaj sağlamaktadır.
Röpotajı okumaya devam etmek için lütfen tıklayın: https://view.publitas.com/p222-1755/red-dergisi-sayi-6-mart-nisan/page/22-23