Türkiye’nin enerji dönüşümü tartışmalarına katkı koymayı amaçlayan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, 9 Mayıs 2018’de iş dünyası, kamu temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin bir araya geldiği bir tanıtım toplantısıyla faaliyete geçti.
SHURA, Türkiye elektrik sektörü için çarpıcı sonuçlar içeren ilk çalışmasını da toplantıda kamuoyuyla paylaştı. Türkiye ölçeğinde ilk kez gerçekleştirilen çalışmaya göre, Türkiye herhangi bir ek iletim altyapı maliyeti altına girmeden 2026 yılına kadar kurulu rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesini 40 bin MW’a çıkarabilir.
European Climate Foundation (ECF), Almanya’nın enerji konusundaki en etkin düşünce kuruluşu Agora Energiewende ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ortaklığında kurulan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi, veri bazlı, tarafsız ve bağımsız analizler gerçekleştirerek Türkiye’nin düşük karbonlu enerji sistemine geçişini desteklemek üzere yola çıktı. Türkiye’nin enerji sektörünü ekonomik, teknolojik ve politikalar açılarından değerlendiren araştırma ve analizlerle bu konudaki tartışmalara ortak bir zemin yaratmayı odağına alan SHURA, enerji verimliliğini ve yenilenebilir kaynakları merkeze koyan bir anlayış oluşturmayı hedefliyor.
Toplantının açılışında konuşan SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Yönlendirme Komitesi Başkanı Selahattin Hakman SHURA’nın kuruluş amaçları, misyonu ve yaklaşımına dikkat çekerek “SHURA, enerji dönüşümünün hızlı, ekonomiyi güçlendirecek ve tüm taraflara fayda sağlayacak şekilde gerçekleşmesi için enerji sektörünün tüm paydaşlarının bakış açılarını dikkate alan bir sürecin önemine inanıyor” dedi.
Enerji dönüşümünün ülke ekonomisinde yaratacağı fırsatlara değinen SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Dr. Değer Saygın ise toplantıda şöyle konuştu: “Hızla büyüyen ekonomisi, artan elektrik talebi ve giderek rekabete açılan enerji piyasası ile köklü bir değişim yaşayan Türkiye, son yıllarda Avrupa’nın en hızlı büyüyen rüzgâr ve güneş piyasalarından biri haline geldi. Ülkemiz, enerji dönüşümü için çözümler sunan sanayisi, esnek ve yeni iş modellerine açık yatırımcıları ve yaratıcı girişimcileri ile küresel ölçekte öncü rol oynayabilecek pek çok özelliğe sahip.”
2026’da 40 bin MW rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücü mümkün
SHURA, Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi ve iletim altyapısını kapsamlı biçimde inceleyen ilk çalışmasını da açılış toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Yenilenebilir kaynakların elektrik iletim şebekesine entegrasyon seçeneklerini inceleyen analiz, önemli bir bilgi boşluğunu dolduruyor.
Bu analizin Türkiye ölçeğinde ilk kez gerçekleştirildiğine dikkat çeken Değer Saygın sözlerinin şöyle sürdürdü: “Elektrik iletim sisteminde yenilenebilir kaynakların artan payını analiz eden çalışmanın sonuçları heyecan verici. Türkiye, rüzgâr ve güneş enerjisinde gerçekleşmesi öngörülen artışı, TEİAŞ’ın 2026 yılına kadar planladığı iletim şebekesi yatırımına ek bir maliyet gerektirmeden iki katına çıkarabiliyor. Böylece bu kaynaklardan üretilecek elektrik, toplam tüketimin %20’sinden fazlasını karşılayabilecek düzeye geliyor. Başka bir deyişle, Türkiye’nin 2026’da rüzgâr ve güneş kurulu gücünü 40 bin MW’a çıkarmasının elektrik sistemi altyapısına büyük bir etkisi yok. Bu sistem operatörü, kamu kurumları, enerji planlayıcıları ve yatırımcılar nezdinde çığır açacak bir bulgu. Yenilenebilir enerji gelişimine dair bu rapor, Türkiye’nin enerji sisteminde büyük ölçekli bir dönüşüme ışık tutabilir.”
SHURA, enerji sektörünü bir araya getiriyor
SHURA’nın düşük karbonlu bir geleceğin inşasına, bilgiye ve güncel verilerle dayalı analizlerle katkı yapmayı hedeflediğini belirten Selahattin Hakman şunları söyledi: “SHURA, farklı bakış açılarının enerji dönüşümü sürecine entegre edilmesini ayrıca önemsiyor. Bu amaçla SHURA, yatırım, teknoloji, finans, akademi dünyasının ve danışmanlık, düşünce ve sivil toplum kuruluşlarının liderlerinden oluşan bir danışma kuruluna ev sahipliği yapıyor. Ortadoğu’nun mitolojik rüzgâr (Shu) ve güneş (Ra) tanrılarından esinlenerek isimlendirdiğimiz, aynı zamanda geleneklerimizdeki “şûra” anlayışıyla çok paydaşlı bir müzakere zemini olma anlamı taşıyan kurumumuzun, ülkemizin yenilenebilir enerjideki dönüştürücü gücünü çok iyi yansıtacağına inanıyorum.”
Toplantıda açılış konuşmasını yapan Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zehra Sayers de “Sabancı Üniversitesi yerli ve uluslararası ortaklarla iklim değişikliği ve enerji konularında yıllardır önemli çalışmalar gerçekleştirdi ve çok sayıda başarılı girişim başlattı. Aynı şekilde, karar vericiler ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarını analiz odaklı özgün araştırmaları temel alarak bir araya getirme vizyonuyla SHURA girişimine de ev sahipliği yapıyor” dedi.
Almanya’nın enerji konusundaki en etkin düşünce kuruluşu Agora Energiewende’nin İcra Direktörü Dr. Patrick Graichen ise konuşmasında şu görüşleri dile getirdi: “Almanya’da, küresel ölçekte enerji dönüşümüne öncülük etmeyi çok önemsiyoruz ve maliyeti hızla düşen yenilenebilir enerjinin ve verimlilik teknolojilerin faydasına da şahit olduk. Enerji dönüşümünün sunduğu fırsatları fark eden birçok devlet ve sektör arasına bu teknolojilerde yüksek potansiyele sahip Türkiye’nin yaratıcı iş dünyasının da dahil olacağını umuyorum. Almanya’da bu dönüşümü çok paydaşlı teknik çalışmalara dayanarak tartışabilmek amacıyla kurulan Agora Energiewende’nin, benzer bir yaklaşımı benimsemiş SHURA ile iş birliğini çok önemsiyorum. SHURA’nın Türkiye’nin enerji geleceği için değerli bir iş ortağı olduğuna inanıyorum” dedi.
Açılış toplantısında Türkiye’deki enerji dönüşümünü değerlendiren SHURA’nın kurucu ortaklarından European Climate Foundation Genel Müdürü Prof. Laurence Tubiana ise “Ülkeler ölçeğinde yaşanacak enerji dönüşümü, Paris Anlaşması’nın hayata geçebilmesinin ön koşulu. Analitik temeli, enerji sistemi konusunda birikimli ekibi, şeffaf ve veri odaklı tutumu göz önünde bulundurulduğunda, SHURA’nın Türkiye’nin güvenli, verimli ve düşük karbonlu bir enerji sistemine geçiş politikalarına ilham vereceğine inanıyorum” dedi.