Rüzgâr temiz, ucuz bir yenilenebilir enerji kaynağı ama aynı zamanda değişken. Rüzgârın esip esmeyeceğinden asla emin olamazsınız. Neyse ki Avrupalı mühendisler su gücünden faydalanarak bu eksikliği aşmanın yolunu buldular. Buradaki büyük fikir şu; rüzgâr estiği sürece elektrik üretecek ve su da rüzgâr durduğunda boşalan dev bir pil görevi görerek çıktıyı düzenleyecek.
Mart ayında Alman firması Max Boegl Wind AG, GE Yenilenebilir Enerji’yle ilk entegre su gücü santraline sahip rüzgâr çiftliğinde iş birliği yapmak için bir araya geldi. 4 türbinli pilot proje 2017’nin sonunda şebekeye bağlanmış olacak ve hidrogüç santrali 2018’in sonlarına doğru işler halde olacak.
Bunlar sıradan rüzgâr türbinleri olmayacak. Türbin kanadı yukarıya bakarken 584 fite ulaşan, dünyanın en uzun rüzgâr türbinleri olacak. Türbinlerin tabanı 1,6 milyon galon su tutacak ve türbinin tamamı 9 milyon galon su tutan bir başka rezervuarın üzerinde duracak.
Bu yapı özünde bir su pompası istasyonu gibi çalışıyor. Elektrik ihtiyacı olduğunda rezervuarlardan yokuş aşağı akan su, hidro santrale enerji sağlıyor. Enerji üretimi arttığında hidro santral suyu geri yukarı pompalayarak dev bir pil işlevi görüyor. Böylece santral fiyatı arttığında enerji üretiyor, azaldığında harcıyor. İki enerji kaynağının birleşimi santralden her zaman elektrik çıktığını garantiliyor. Çalışması için rüzgâr türbinlerinin bir tepenin üstünde olması ve rüzgâr çiftliğinin 600 fit aşağısında insan yapımı bir göle yetecek kadar alan gerekiyor.
Almanya’daki Swabian-Franconian Ormanı bu iş için mükemmel lokasyon oldu. Kurulan hidroelektrik santrali 16 megavat enerji üretebilirken rüzgâr çiftliği 13.6 megavat üretebilecek. Çiftliği arkasındaki ekibin dediğine göre inovatif tasarımın çıktıyı çok hızlandıracak, Alman enerji piyasasının ani iniş-çıkışlarına anında tepki vermesini sağlayacak.
GE rüzgâr türbinlerinin yanı sıra yazılımı da sağlıyor; böylece santral daha verimli hale geliyor. Digital Wind Farm gibi yazılımlar halihazırda şirketin Endüstriyel İnternet için kullanılan bulut tabanlı platformu Predix’te bulunuyor. Sistem rüzgâr türbinleri, şebeke ve hava durumu gibi çeşitli kaynaklardan veri topluyor ve bulutta analiz ediyor, gün boyu üretimi optimize ediyor ve şebekeye ne kadar enerji gittiğini kontrol ediyor. Bu çok önemli çünkü çok fazla güç dev bir dalgaya yol açabilir veya çok az enerji ışıkları yakmaya yetmeyebilir. Bu Alman projesi türünün ilki ve eğer başarılı olursa gelecek rüzgâr-su kombinasyonlarının önünü açacak.
Rüzgâr sürekli esmediğinden ve güneş sürekli açmadığından yenilenebilir enerjilerin güvenilir olması için yedeğe ihtiyacı var. Su gücünü kullanan kombine santral, fosil yakıtlara ihtiyaç duymadan güç üretmeye devam ediyor. Bu inovatif santral Almanya’nın 2030 yılına kadar enerjisinin en az %45’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından üretme planına destek olacak.
KAYNAK: http://geturkiyeblog.com/ge-teknolojileri/enerji/enerjide-devrim-ruzgarin-suyun-essiz-birlesimi/