Yenilenebilir enerjide uzmanlık ve istikrar

Anı Nil DEMİRBAĞ
Yenilenebilir enerjide uzmanlık ve istikrar

Sizler için bu ay RES Anatolia Holding Genel Müdürü Sayın Ayhan Gök ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

 

Bize biraz RES Anatolia’dan bahsedebilir misiniz?

 

2009 yılında kurulan ve Türkiye’de faaliyetlerine başlayarak kendi alanında güçlü bir kimlik oluşturan RES Anatolia Holding, RES Group’un Güney Avrupa’dan sorumlu bölümü olan RES Mediterranean’ın yüzde yüz iştiraklerinden biridir. Dünya çapında yenilenebilir enerji uygulamaları ve yönetimi alanında geniş tecrübeye sahip olan RES Group, bugüne kadar 9.000MW’ın üzerinde rüzgâr enerjisi projesini hayata geçirmiştir; halihazırda da tüm dünyada çeşitli aşamalarda 20,000 MW’ın üzerinde proje geliştirilmektedir.

 

RES Anatolia Holding dünyanın önde gelen yenilenebilir enerji geliştiricilerinden ve işletmecilerinden biri olarak; rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri geliştirilmesi, tasarlanması, inşası, finansmanı ve işletimi alanlarında faaliyet göstermektedir.

 

Rakiplerinize göre fark yarattığınız konular nelerdir?

 

RES dünya çapında yenilenebilir enerji alanında uzmanlığını ve istikrarını ortaya koymuş bir firma. 30 yılı aşkın süredir sadece yenilenebilir enerji alanında projeler geliştirmekte ve proje yer seçimi,geliştirme, mühendislik, inşaat ve işletme dâhil projenin her aşamasında kendi öz kaynaklarını kullanarak bu zamana kadar 9.000 MW’lık bir portföy oluşturmuş ve bunun 1200MW’dan fazlasını da işletmeye devam etmekte. 30 yıllık tecrübe ve dünyadaki en büyük portföylerden biriyle RES; yenilenebilir enerji sektörünün en önemli oyucularından biridir. Böyle bir tecrübe ve bilginin bir parçası olan RES Anatolia Holding, Türkiye’de de bu bilgi birikimini en iyi şekilde ortaya koyarak yeni projeler geliştirmekte, bu bilgi birikiminin Türkiye’ye aktarılmasını sağlayarak fark yaratmaktadır.

Rüzgar enerjisi ile ilgili geçmişteki ve gelecekteki projelerinizi öğrenebilir miyiz?

 

Lisanslanmış olan rüzgâr kapasitemiz, 48 MW güce sahip Samsun Havza RES ve 120 MW kurulu güce sahip Kırklareli’nde STFA Yatırım Holding ile birlikte geliştirmekte olduğumuz Evrencik RES olmak üzere toplamda 168 MW. 2015 yılı içerisinde devreye girecek olan Havza RES projemiz Türkiye’de işletmeye alacağımız ilk projemiz olacak. Havza rüzgâr enerji santrali, 69.000 hanenin ihtiyacını karşılayabilecek elektriği üretecek ve yılda 76.000 ton karbondioksit salınımını önleyerek çevrenin korunmasına da önemli katkıda bulunacak.

 

İlaveten üretim lisansını Borusan EnBW firmasına devrettiğimiz ancak aramızdaki hizmet anlaşması kapsamında proje geliştirme,mühendislik, tasarım işleri, türbin seçimi ve yerleşimi süreçlerini geçmişte yürüttüğümüz 50 MW kapasiteli Balabanlı RES projesinin ilk fazı şu anda üretime geçmiş bulunmaktadır.

 

Hâlihazırda saha seçim ve ölçüm faaliyetlerini yürütüyor olduğumuz rüzgâr projelerimiz için de Nisan 2015’da alınacak rüzgâr ön lisans başvurularına hazırlanmaktayız. RES Anatolia olarak güneş ve rüzgâr enerjisine yatırım yaparak Türkiye’deki portföyümüzü önümüzdeki 10 yıl boyunca her yıl 50 ila 100 MW arttırmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla bütün planlarımızı kalıcı olduğumuz ve dinamizmine inandığımız Türkiye’de daha da büyümek üzerine yapıyoruz.

Bu kapsamda 16 olan mevcut personel sayımızı bu yıl 20’ye çıkardık ve takip eden yıllarda da ikiye katlamayı planlıyoruz. Ayrıca ülke olarak yakın ilişkilerimiz olan Orta Doğu ve bazı komşu ülkelerdeki faaliyetlerimizi Türkiye ofisimiz üzerinden yürütmeyi umuyoruz; bu da elbette bu ülkelerdeki siyasi ve ekonomik istikrar sağlanmasına bağlı. Türkiye’yi bu ülkelerde yürütülecek faaliyetlerin merkezi olarak konumlandırmamızın ülke ekonomisine önemli katkıda bulunacağına inanıyoruz.

Genel olarak 2014 yılını sektör açısından nasıl yorumlarsınız?

 

Dünya çapında önemli yenilenebilir enerji projelerine imza atmış bir firma olarak 2014 bizim ve tüm rüzgar projesi geliştiren firmalar için çok hızlı başladı. 2013 Kasım’da güncellenen Elektrik Piyasası Lisans yönetmeliği ve hemen ardından TEİAŞ’ın bölgesel bazda sisteme bağlanacak 3.000MW’lık rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi kapasitesini yayınlaması ile 2009’dan beri geliştirdiğimiz projeler için rüzgar ölçüm istasyonlarını dikmeye başladık. Bildiğiniz gibi ön lisans başvurularında 1 yıllık rüzgar verisi sunma mecburiyeti bulunduğundan ve lisans yönetmeliği ön lisans başvuru tarihlerini Nisan 2015’e işaret ettiğinden dolayı yatırımcılar en geç Mart 2014 tarihine kadar ölçüm istasyonlarını dikerek Meteoroloji Genel Müdürlüğünden onay almak zorunda kaldı. Yaklaşık 4 aylık dönem kış aylarına denk geldiğinden sektör zorluklar çekse de Aralık 2013 tarihinde 350 olan MGM’de kayıtlı kurulu rüzgar ölçüm istasyonu sayısı Şubat başında 600, Mart ayı içinde de 2 katından fazla artarak 1300’lü rakamlara ulaştı. Güneş kapasiteleri için yaklaşık 600 direk diken enerji sektörünün maliyetleri çok daha yüksek 1300 rüzgâr ölçüm istasyonu kurabilmesi herkesi olduğu kadar bizlerin de beklemediği bir gelişme oldu.Kapasiteler açıklandıktan sonra 4 aylık bir periyotta proje yer seçiminin yapılarak ölçüm istasyonlarının kurulmaya zorlanması maalesef sektördeki bazı oyuncuların yanlış proje yeri ve ölçüm istasyonu noktası seçimleriyle de sonuçlandı, bu noktada saha ekiplerimiz Rüzgar Enerji Santrallerinin yasak olduğu bölgelerde rakip ölçüm istasyonlarıyla da karşılaştılar. En son 2007 yılında alınan rüzgar santrali lisans başvurularının yeniden alınacak olması uzun zamandır beklediğimiz umut verici bir gelişme olsa da kapasitenin açıklanma zamanı ve yatırımcıya verilen sürenin yeterli olmayışı da rüzgar enerjisi sektörü için bir hataydı.

 

Ölçüm istasyonlarını dikerek seneye hızı başlayan sektör lisansını almış ancak çeşitli izin süreçlerinde yaşanan olumsuzluklar sebebiyle süresi içinde tamamlanamamış yatırımların, inşaat öncesi izinleri tamamlamaları için tanınan altı aylık sürenin sona erecek olduğu 2 Mayıs tarihinde lisans iptali riskiyle karşı karşıya kaldı. Birkaç projenin lisans iptal kararları da alındı. Her ne kadar lisans alarak kapasiteyi yıllardır boşuna işgal eden firmalar olsa da kurumlar arasındaki iletişim eksiklikleri ve izin süreçlerinin tam olarak belirlenmemesi veya sürekli güncelleniyor olmasından kaynaklı yaşanan gecikmelerden dolayı, zamanı içerisinde izin süreçlerini tamamlayamayan projeler ve yatırımcılar da bulunmakta. Bu noktada gerçek yatırımcıların önünü de açacak çözümlerle hareket edilmesinde büyük yarar görmekteyiz, nitekim yakın zamanda 10 ay ek süre verileceğine dair yayınlanan EPDK kararını da olumlu karşılamaktayız.

 

RES olarak birçok ülkede faaliyetlerimiz ve projelerimiz bulunmakta ve Türkiye’de de her gelişen pazarda yaşadığımız sıkıntılara benzer mevzuatsal problemlerle karşılaşmaktayız. 2009’da girdiğimiz Türkiye pazarına ve Türkiye’nin rüzgâr enerjisi potansiyeline inanmaktayız. Tecrübemizi paylaşarak sektörün daha iyi bir noktaya geleceğine olan güvenimizi koruyoruz. Yenilenebilir enerjiye olan inancımız bizleri her zaman daha iyi bir gelecek kurma yolunda motive etmeye devam edecektir.

Bu Makaleyi Paylaş
Yorum Yap